UZAK DENİZLERDEN ÖYKÜLER * BİR SEYR-İ SEFAİN ÖYKÜSÜ (*)

UZAK DENİZLERDEN ÖYKÜLER * BİR SEYR-İ SEFAİN ÖYKÜSÜ (*)

Gemi kendi zamanında var olanların,
iyilerinden birisi idi..

Denizci bir tekne idi,
Denizle uyumlu ,
“good steering” yani iyi dümen dinleyen,
“handy size” yani uzunluk ve su çekimi kısıtlamaları 
olan küçük limanlara da girebilen… 
Kaptanın sevdiği bir gemi idi…
8-9 bofor gücünde nice fırtınaları birlikte geçmişlerdi.

Gelelim öykümüze ;

Orta Akdeniz geçilmiş,
Mayorka adası geminin dümen suyunda kaybolmuştu.
Aylardan Aralık,
kış mevsiminin, kışlığını yaptığı soğuk fırtınalı günlerdendi.
Hızını arttırarak fırtınaya dönen rüzgar,
karayelden savrulup döne döne gemiyi bordasından dövüyor,
Tekne sarsılıyordu.
Telsiz zabiti elindeki hava raporunu köprüstünde kaptana uzattı.
Kaptan raporu okudu,tekrar barometreye baktı,
Barometre son 4 saatte 3 milibar daha düşmüştü.
Bulutlar iyice siyaha dönmüş,
Karayelin uçbeyleri serenlerde türküye başlamıştı.
İrileşen dalgalar ,
sertleşen rüzgarla uçuşan serpintilerle,
saçları dağılmış bir kadın gibi ,
Dalga üstlerini beyaz köpüklerle taramaya başlamıştı.
Denizci deyişiyle gemi ,
fırtınanın gözüne doğru baş tutmuştu.

İspanya’nın güney eteklerine varılmıştı.
Kaptan haritayı pergelledi,
Gibraltar boğazına varış saati gece 03.30 görülüyordu.
Dümenciye “sancak 10 kumandasını verdi,”
Gemi ana rotası olan 230 dereceden,
290 dereceye geldiğinde;
“Viya böyle.”..

Nöbetçi zabite;
“sahile doğru yükselelim,
Gemi saçak altı olduktan sonra ,
Rotayı tekrar düzeltir Gibraltar girişine baş tutarız,
Hiç olmazsa bu arada gemi ve mürettebat biraz dinlenir…”

İkinci kaptana ;
“Deniz bağlarını tekrar gözden geçirelim.
Güverteye açılan kaportalar ve lumbuzlar sıkı kapatılsın .
Başaltını tekrar kontrol edelim.
Kamarot kırılacakları sağlama alsın.”
“Aşçı kuru kumanya hazırlasın,yeterince patates var mı ?
(Fırtınada sulu yemek yapılması ve yenilmesi zordur.
Bu nedenle genelde kuru yemekler hazırlanır.Patates haşlanır)

Gemi sanki bir gladyatörün arenaya dövüşe çıkması gibi hazırlanıyordu.
Böyle de olması gerekti.
Önceden önlemini almayan kaptan,
gemisinin ve personelinin yaşamını tehlikeye atar.
Alınan önlemler denizle savaşmak için değildir.
Denizle kavgalaşmanın sonu her zaman yenilgidir.
Önlemler sadece geminin kendisini savunması içindir.

Hangi kaptan ki denize,fırtınaya,dalgalara kafa tutar,
O kaybetmeye el veren kişidir.
Ya yük kayar,
Ya gemi tumba olur,
Ya teknenin saçı atar,
Ya büyük arızalar sorunlar çıkar.
Gemi ve mürettebatı denizde kaybolur gider…
İyi kaptan,denizle bağdaşan,
kavgalaşmayan,denizlerin uyarına gidendir.
Deniz kendisine kafa tutanı sevmez,cezalandırır…
Bir denizci deyişi vardır ;

“Gemiler limanda batar”
Anlamı şudur ;
Yükünü gereğince bağlamayan,istiflemeyen,
açık denize çıkmadan gemisini,
ambarlarını ve güverteye açılan kaporta ve lumbuzlarını
su sızdırmaz duruma getirmeyen,
Teknik hazırlıklarını gereğince yapmayan kaptan,
Denizde her türlü tehlikeye açıktır.

Saat 02.15,
Gibraltar trafik kontrol ile görüşüldü,
Gemi kendisini ve varış limanını rapor etti.
Varış limanı Lizbon …

Akdenizin, Atlantik Okyanusuyla kucaklaştığı
Alboran Denizinden Gibraltar boğazına girildi,
Gibraltar trafik kontrol ile tekrar görüşüldü,
Gibraltar geçildi
Atlantik’e çıkıldı Cadiz körfezine girildi.
Barometre daha da düşmüştü,
996 Milibar…
Saçak altı kalmak için kıyı seyrine başlandı.

Boğazın saçağından açık denize çıkıldığında,
Gemi sarsıldı,sanki nefeslenmek için duraksadı,titredi…
Kuzeybatıdan koparak açık denizde dörtnala koşan dalgalar
Ak küheylan gibi ilerledikçe katlanarak büyüyor,
Dalga aralıkları sıklaşıyor,
dalga aralıkları azaldıkça güçleniyor..
İkilemeler,Üçlemeler,
daha iri olup da kalas adı verilenler,
peş peşe önce bordada patlıyor,
güverteye dolarak ,denize adam alasıya dolanıyor.
Sonra da köprüstünün camlarına vuruyordu.
Camlar beyaza tuz kesmiş idi.

Kaptan denize bakarak;
“Kaptan paşanın koyunları geliyor,
Güverteye adam çıkmasın” dedi.
Ağır yalpalar başlamıştı.
Kamaralarda,salonlarda olan eşyalar savrulmaya başladı.
Köprüstünde vardiyada olanlar sıkıca tutundular.
Bordadan gelen ikilemeler,üçlemeler ,
tekneyi ağır yalpalara düşürdü.
Dalgalar güverteyi aşıyordu.

Kaptan ;
“Tramola yapacağız” *
Varışımız gecikecek ama hiç olmazsa mürettebat ve gemi az da olsa
rahat eder “

Gemi dalgaları ve rüzgarı ortalayarak baş omuzluğuna aldı,
Gemi dalgalara başvurduğunda,
yaralı bir hayvan gibi titriyor,
Davlumbaz ileri,geri esneyerek sallanıyordu.
Yol kesildi, geminin dövünmeleri  biraz sakinledi.

Sagres burnu dönüldü.
Sines limanı geçildi.
Setubal geçildi.
Her bir fenerin bordalanması gemiyi Lisbon’a daha yaklaştırdı.

Gibraltar – Lisbon kıyı seyri ile yaklaşık 360 deniz milidir.
Gemi 1.5 günlük yolu ancak 2 günde aldı.
Her fırtınalı havada olduğu gibi kimse uyuyamadı.
Vardiyacılar yatağına girdiğinde ,
geminin sağ salim limana varması için sessizce dualar etti.

Rüzgarın gücü azalmış olsa da ,
Dalgaların dinlemesi ve gücünü kaybetmesi için günler gerekti.
Yalpalar,baş vurmalar,titremeler,
Teknenin esnediğini görürsünüz…

Ve akşam hava karardıktan sonra,
Uzakta Lisbon fenerinin zayıf ışığı görüldü…
Limanlar,
Herkes için olduğu gibi denizci için de en güvenli barınaktır.

***

Cascais Pilot ile temas kuruldu.
Pilot çarmıhı rüzgar altında, sancak tarafta hazırlandı.
Pilot gemide…

Sahile ilk halat verildi.
Rıhtıma emniyetle bağlandı…
Lizbon ki aynen İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulmuş,
Tarihi çok eskilere dayanan,
Sardunyalarla bezenmiş tarihi evlerin bahçelerinde,
içinde nilüferler olan heykelciklerle süslenmiş havuz başlarında
Yaşlanmış kadın ve erkek eski fado şarkıcılarının,
Kederli fado ezgilerini söylediği,
Endülüs çinilerinle bezenmiş dar sokaklardaki türkü evleriyle.
Tepedelerdeki eski Endülüs mahallelerine tramvayların çıktığı
görülesi bir liman kentidir.

***

Denizcilik töresidir ;
Gemi limandan ayrılıp yol verdiğinde ve
Seyir süresince de,
Köprüstüne gelen ve giden her kişi ,

ALLAH SELAMET VERSİN,
der ve isterse ekler
PRUVAMIZ NETE ,RÜZGARIMIZ UYARINA OLSUN…

Bu bölümü ben de bu deyişle bitireceğim ;
Bu deyişim sizlere ve kara günler yaşamakta olan Ülkemizedir.

ALLAH SELAMET VERSİN,
PRUVANIZ NETE ,
RÜZGARINIZ UYARINA OLSUN…

AÇIKLAMA ;

* SEYR-İ SEFAİN ;
SEYR-İ ; Bir limandan diğer bir limana gitmek
SEFAİN: Gemiler (Sefine : Gemi)

* TRAMOLA; Teknenin bordadan veya tam pruvadan gelen rüzgar ve denizleri iskele / sancak baş omuzluktan 45 dereceden alarak seyir yapmasıdır. Böylece teknenin çok fazla sancak/iskele yatması veya çok baş kıç yaparak teknenin sürekli olarak dalgalara ağırca baş vurarak hasarlanması önlenir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *